6 Mayıs 2016 Cuma

SOSYAL PROJE GELİŞTİRME DERSİ

SATRANCI YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ



Toplumumuzda satrancı bilen ve oynayan çok az kişi vardır. Batı ülkelerinde Satrancı bilmeyen kişi sayısı çok az iken, bizim ülkemizde rakamlar içler acısıdır. Satrancın yaygın olduğu bir toplumun düşünme ve üretme gücüyle, yaygın olmayan toplumların düşünme ve üretme güçleri arasında dağlar kadar fark vardır. Satrancın yaygın olduğu bir toplumda ileri derecede düşünme, empati yapma, ileriyi görme, yorumlama, plan yapma gücüne sahip insanlara denk gelmek son derece normaldir. Keskin bir zekaya sahip toplumlarda satranç bir gelenek halini almıştır.











Toplumumuzda satrancı yaygınlaştırmak için bana göre en önemli araç okuldur. Değişim öncelikle eğitim fakültelerinden başlamalıdır. Öncelikle bütün öğretmen adaylarına zorunlu Satranç dersi verilmelidir. Bütün öğretmen adayları iyi bir Satranç öğreticisi olmalıdır. Özellikle Sınıf Öğretmeni adaylarına bu konuda büyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü bir çocukta okul hayatının başlangıcından itibaren en büyük etkiyi bırakanlar sınıf öğretmenleridir. Bütün okullara zorunlu Satranç dersi konulmalı, öğrenciler 1. sınıftan itibaren Satranç oynamaya başlamalılar. Ayrıca çocuklara Satranç ödevleri verilmeli ve aileleriyle birlikte Satranç oynamaları sağlanmalı, böylece Satranç, çocuklar vasıtasıyla ailelere de öğretilmeli ve gelenekselleştirilmeye çalışılmalıdır.

Satrancın öğrencilere sağladığı yararlar:

1.Kötü alışkanlıklar edinilmesini engel olur. 

2.Planlı hareket etmenin önemini ve gerekliliğini kavratır.

3.Doğru ve hızlı düşünmeye yardımcı olup sorunlara yorumlarla yaklaşabilme yeteneklerini geliştirir.

4.Kişiliği ve karakteri olumlu yönde etkiler ve geliştirir.

5.Özgüven duygusu aşılar ve bunu geliştirir. Kişinin kendi daha iyi tanımasına, bireysel yeteneklerini açığa çıkarmaya ve  kararlar alabilmeye yardımcı olur.

6.Kişinin dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırabilme alışkanlığı kazandırır.

7.Diğer ders konularının daha iyi anlaşılıp kavranmasına yardımcı olur.

8.Bilimselliği ön plana alarak araştırmalar yapmaya yönlendirilir.

9.Konulara karşı çok yönlü bakış açısıyla yaklaşasın sağlar.

10.Ulaşması gereken hedefe yönelik, sahip olduğu bilgiyi yorumlayarak karar verip harekete geçme becerisi gelişir.

11.Sorgulayan, araştıran ve yaratıcı olma özelliği gelişir.

12.Sistemli ve düzenli çalışma  yönünde kendini geliştirir.

13.Kazanma ve kaybetme duygusunu yaşayıp, bu duyguları yaşamı ile anlamlandırır.

14.Başarılı olabilmek için ne yapması gerektiğini anlar.

15.Karşısındaki kişinin düşüncelerini algılayıp saygı duyar ve kendi düşünceleri ile karşılaştırıp karar verme 
özelliği kazanır.

16.Kurallara uymayı, disiplinli olmayı ve sonuçları kabullenme yönünde bireyin kendisi geliştirir.

17.İletişim kurma becerisi gelişerek, sosyal yaşamın zenginleşmesine katkı sağlar.


Çocuk ve diğer aile fertleri, Satranç oyununun son derece keyif verici bir oyun olduğunu anladıklarında her şey kendiliğinden olacak ve Satranç toplumumuzda gelenekselleşecek, nesilden nesile oynanacaktır.

İnsanları satranca teşvik etmek için onlara satrancın faydalarından bahsetmek son derece gereksiz, hatta ters etki yapan bir davranıştır. Bunun yerine insanların satrancın ne kadar zevkli, haz verici bir oyun olduğundan bahsedilmelidir. İnsanlar satrancın son derece keyif verici bir oyun olduğunu keşfettiklerinde Satranç; tavla, okey, pişti vb. gibi şans oyunlarının önüne geçerek popüler bir oyun halini alacaktır.

Öte yandan mümkün olduğunca her yerde bilhassa okullarda, üniversitelerde satranç klüpleri ve ekipmanları yaygınlaştırılmalıdır. (Ne kadar trajikomiktir ki; koskoca Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kampüsü'nde bir tane bile Satranç takımı bulunmamaktadır...) İnsanların istediklerinde oynamak için etraflarında yeterli sayıda satranç takımı bulabilmeleri sağlanmalıdır. Her yerde insanların gözüne çarpan bir Satranç takımının bulunması, ister istemez insanlarda Satranç'a karşı bir merak uyandıracaktır ve insanları Satranç oynamaya teşvik edecektir.




Bütün yapılacakları madde madde sıralayacak olursak;
  • Eğitim Fakültelerine zorunlu Satranç dersi konulmalı ve öğretmen adaylarına Satranç öğretebilecek seviyede Satran teorisi dersi verilmelidir.

  • İlkokul 1. sınıftan itibaren lise son sınıfa kadar mecburi Satranç dersi konulmalıdır. 

  • İlkokul 1. sınftan 5. sınıfa kadar öğrencilere Satranç ödevleri verilmeli ve aileleriyle Satranç oynamaları sağlanmalı, böylece çocuk aracılığıyla Satranç oyunu ailede de yaygınlaştırılmalı ve bir gelenek halini alması sağlanmalıdır. Bu durum, aile içi iletişime de büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.

  • İnsanların vakit geçirdiği her yere, özellikle bekleme alanlarına Satranç takımları konulmalı ve Satranç kavramının insanların zihninde yer etmesi sağlanarak insanlarda merak oluşturulmalı.

  • İnsanların Satranç'ın son derece zevkli bir oyun olduğunun farkına varmaları sağlanmalı.

  • Proje kapsamında ülke çapında izlenen program, film, çizgi film ve dizilerde Satranç sahnelerine yer vererek Satranç'ın insanların zihninde yer etmesi sağlanmalı ve toplumda Satranç'ın popülerliği artırılmalı.

  • Satranç klüpleri, etkinlikleri ve turnuvaları yaygıınlaştırılmalı.


 

2 Nisan 2014 Çarşamba

GENEL FİZİKÎ COĞRAFYA DERSİ, OTOBİYOGRAFİ ve COĞRAFYA

1992 yılının 27 Eylül'ünde, Çorum'un stratejik ilçelerinden biri olan Osmancık İlçesi'nde, öğretmen baba ve ev hanımı annenin üç erkek oğlundan en küçüğü olarak dünyaya geldim. İlköğretim ve orta okulu babamın da sınıf öğretmenliği yaptığı Osmancık Orgeneral Ahmet Çörekçi Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda gündüzlü öğrenci olarak tamamladım. Lise öğreniminiyse Osmancık Anadolu Lisesi'nde yaptım. Daha sonra üniversite sınavlarında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazandım.

Doğup büyüdüğüm şehir olan Osmancık; Karadeniz Bölgesi'nde, Orta Karadeniz ve Batı Karadeniz Bölümü'nün kesiştiği yerde bulunur. Çorum'un kuzeyindedir. İç Anadolu Bölgesi ile Samsun-İstanbul yolunun birleştiği noktada yer alır. Kuzeydoğusunda Samsun, doğusunda Amasya ve kuzeybatısında Sinop illerine komşu bir konumdadır. Kızılırmak havzası üzerinde bulunmaktadır.

Arazi yapısına metamorfik ve volkanik kütleler hakimdir. Bunun dışında tortul kütlelere de rastlanmaktadır. Üçüncü zamanın en önemli kütlelerinden olan jips, kireçtaşı ve kaya tuzu yataklarıyla, karbon miktarı %5 oranına kadar yükselen zengin linyit yataklarına rastlanmaktadır. Yaylabaşı ve Kumbaba köyleri linyit bakımından zengindir ve özel işletmeler linyit üretim faaliyetlerine devam etmektedirler. 

Osmancık, jeolojik yapısı nedeniyle Kuzey Anadolu Fay Hattı güzergâhında yer aldığından 1. dereceden deprem kuşağında yer almaktadır. Osmancık aynı zamanda İstanbul, Erzurum ve devamı İran'a kadar uzanan tarihi İpek Yolu'nun üzerinde bulunmaktadır. Günümüzde Doğu Anadolu'yu ve Karadeniz'i İstanbul'a bağlayan en kestirme otoban Osmancık'tan geçer. Bu yolun bir özelliği daha vardır; İran'dan İstanbul'a kadar uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı takip eder. Bu yüzden depren kuşağı açısından 1. sırada yer alır.

İlçenin en önemli vadisi Kızılırmak vadisidir. Çok verimli olan bu vadi boyunca irili ufaklı tepeler ve dağlar, Kızılırmak'a paralel bir şekilde uzanır. Bu dağların en önemlileri Çal ve Ada dağlarıdır. Çal dağlarının en yüksek tepesi Büyük Çal 1750 metre, Adadağ serisinin en yüksek tepesi Dedeçal 1770 metredir. Osmancık'ı çevreleyen dağların en yükseği 1864 metreyle İnegöl dağıdır.

İç Anadolu ve Karadeniz arasında geçiş ikliminin olduğu bölgede yer aldığından ılıman iklim yapısına sahiptir. Genel olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlıdır. İlkbahar ve sonbahar uzun sürer. Yağışlar genellikle ilkbaharda görülür. Yıllık ortalama yağış miktarı 368 mm'dir.  

Osmancık oldukça zengin bir akarsu ağına sahiptir. Bu ağın en büyük akarsuyu Kızılırmak'tır. Nehrin ilçe sınırları içindeki uzunluğu 80. km'dir. Osmancık'a girmeden ve girdikten sonraki toprak yapısı sebebiyle rengi kızıl, yer yer sarıdır. Kızılırmak'a karışan diğer akarsular Kavşak Çayı, İncesu Deresi, Karalar ve Yukarı Zeytin dereleridir.

Bitki örtüsü dağlık bölgelerde çam, meşe ve ardıç ormanları, bunların haricinde kalan yerlerde ise step şeklindedir.

24 Mart 2014 Pazartesi

COĞRAFYA BİLGİ SİSTEMLERİNİN SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE KATKISI

Coğrafya bilgi sistemlerinin Sosyal Bilgiler eğitimine katkısı oldukça fazladır. Öyle ki Coğrafya bilgi sistemleri Sosyal Bilgiler eğitiminin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Coğrafya'sız bir Sosyal Bilgiler eğitimi düşünülemez. Sosyal Bilgiler eğitimine tabi tutulan öğrenciler için Coğrafya bir olmazsa olmazdır. Öğrencilerin doğayı, yaşadıkları çevreyi ve üzerinde bulundukları dünyayı tanıyabilmeleri; onlar hakkında bilgi sahibi olabilmeleri, mantıklı çıkarımlar yapabilmeleri için Coğrafya bilgi sistemlerine büyük ölçüde gereksinim vardır. Öğrenciler doğa ve çevreyle ilgili konular hakkında fikir sahibi oldukça yaşadıkları çevreye karşı daha duyarlı ve bilinçli olacaklardır. Öğrenciler ülkelerinin Dünya'nın neresinde olduğunu, jeopolitik ve matematik konumlarının ne durumda olduğunu kavrayacaklardır. Böylece birçok konuya ilgilerinin arttığı görülecektir. Bir açıdan Coğrafya bilgi sistemleri öğrencinin dış dünyaya açılmasına yardımcı olacaktır. Sosyal bilgiler eğitimine tabi tutulan öğrencilerin içinde bulundukları dönem gereği doğal olarak doğaya, çevreye karşı kafasında birçok soru işareti bulunacaktır. Bu noktada Coğrafya bilgi sistemleri devreye girerek öğrencinin etrafa, doğaya, dış dünyaya olan yabancılığının giderilmesine fayda sağlayacaktır.  Öğrencinin etrafta gördüğü doğal olayları ve diğer coğrafî şeyleri anlamlandırabilmesi için Coğrafya bilgi sistemlerine büyük bir ihtiyaç vardır. Zira bu sistemler olmadan bunu sağlamak olanaksızdır. Bu sistemlerin yerine getireceği görevi başka hiçbir bilimin başarması imkansızdır. Coğrafya bilgi sistemleri Sosyal Bilgiler eğitimine bu denli büyük bir katkı sağlamaktadır. Başka bir deyişle Coğrafya bilgi sistemleri sosyal bilgiler eğitiminin bel kemiğidir.

COĞRAFÎ BELGESELLER

DÜNYA'NIN OLUŞUMU VE LEVHA TEKTONİĞİ


YERİN OLUŞUMU VE LEVHA HAREKETLERİ

KITALARIN DANSI (LEVHA HAREKETLERİ)

DÜNYA'NIN OLUŞUMU ANİMASYONU

DEPREMLERİN OLUŞUMU VE TÜRLERİ

DÜNYA'NIN EVRİMİ

İÇ KUVVETLER DAĞ VE KITA OLUŞUMU

EVRENİN OLUŞUMU VE İZAFİYET TEORİSİNİN KANITLARI

DÜNYA'MIZIN KATMANLARI

EKSEN EĞİKLİĞİ VE MEVSİMLERİN OLUŞUMU


TOPRAK OLUŞUMU VE TOPRAKLARIN SINIFLANDIRILMASI


KAYAÇLAR NASIL OLUŞTU?

KAYAÇ DÖNGÜSÜ

VOLKANLAR/YANARDAĞLAR


EKOTEKNOLOJİ: ÇEVRE DOSTU İNŞAATLAR


EKOTEKNOLOJİ: YERALTI KAYNAKLARI


EKOTEKNOLOJİ: OLAĞAN DIŞI HAVA KOŞULLARI


ATOM ÇARPIŞTIRICI CERN DENEYİ


FIRTINANIN GÖZÜ

OKYANUS AKINTILARININ İKLİM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ


ATMOSFER VE İKLİM

AKIBETİMİZ: GÜNEŞ SÖNÜNCE


AKIBETİMİZ: NÜFUS ARTINCA

AKIBETİMİZ: DÜNYA DURUNCA

AKIBETİMİZ: PETROL OLMADAN

RÜZGARLARIN YER KABUĞUNA ETKİSİ





23 Mart 2014 Pazar

COĞRAFYA İLE İLGİLİ GÖRSELLER

ÇİN





ARİZONA-UTAH KUMTAŞI KAYALARI ABD

BÜYÜK KANYON ABD

BÜYÜK KANYON VE GÖK TAŞI YAĞMURU

KAPADOKYA

HURON GÖLÜ

JEJU ADASI

KAYNAYAN GÖL


SABAH İHTİŞAMI HAVUZU

MOZAİK KALDIRIM TAZMANYA

PUERTO PRINCESA YERALTI NEHRİ

REDOUBT YANARDAĞI

BENEKLİ GÖL

RIO TINTO NEHRİ İSPANYA

TO SUA OCEAN TRENCH

MONT BLANC FRANSA












COĞRAFYANIN GELECEĞİ

Yaşanan birçok olay Coğrafya'nın önemini göstermiştir ve göstermeye de devam edecektir... Coğrafya biliminin olmadığı ya da yeterince önemsenmediği bir dünyada yaşamak ciddi derecede zorlaşır hatta imkansız hale bile gelebilirdi. Bu yüzden insanlar bunun farkında olmak zorundadırlar... Diğer bütün bilimler gibi Coğrafya da gereklilik sebebiyle ortaya çıkmıştır. Eski çağlarda Mısır uygarlığında verimli toprakların nerede olduğu ve nasıl kullanılacağı gibi konular ayrıca her yıl gerçekleşen sellerin sonuçlarını bulmak ve zararlarını en aza indirmek için coğrafyayı kullanmışlardır. Dönemin göçebe toplulukları ise su kaynaklarını, yerleşecekleri yerleri ve yolları bulabilmek için kolay haritalar yapmışlardır.

Dünyada coğrafyaya verilen değer bana göre giderek artmaktadır. Buna kanıt olarak da yapılan çalışmaların her yıl artması gösterilebilir. Özellikle son yılların çarpıcı konusu haline gelen küresel ısınma, dikkatleri coğrafya biliminin üzerine çekmiştir. İnsanlar kendilerince bu coğrafi olayın nedenlerini ve sonuçlarını araştırmaktadırlar. Bu da Coğrafya'nın popülerliğini artırmıştır ve artırmaya devam etmektedir. Bunun yanında insanlarda coğrafya merakı giderek artmaktadır. İnsanların geziler gibi çeşitli etkinliklerle çevreyle etkileşim içine girmeleri onlarda coğrafi bir merak uyandırmaktadır. Mesela insanlar gördükleri bazı doğal oluşumların nedenini merak edip araştırmaktadırlar ve onlar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmaktadırlar. Coğrafya hayatla iç içedir. Mesela bir seyahate çıkarken gidilecek yerin iklimini, hava koşullarını bilmek bir nevi gerekliliktir. Yine birçok sorunun çözümü için Coğrafya'dan yararlanılır. Hemen hemen her alanda Coğrafya bilimine ihtiyaç vardır. Hatta birçok bilimin temelinde Coğrafya bilimi yer alır. Yine uluslararası ilişkilerde, harp sanatında, ülke yönetiminde özellikle devlet adamlarının ve yöneticilerinin hem ülkelerinin coğrafyasını, hem de Dünya coğrafyasını çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Atatürk, "Ben askeri meseleleri olduğu gibi, siyasi meseleleri de haritadan mütalaa ederim." derken bu bilimin önemini vurgulamıştır. Bu sebeple ve bu kadar gereklilik içinde Coğrafya sürekli kullanılan, bilinmesi çok büyük bir önem arz eden ve büyük bir avantaj sağlayan bir bilim olduğu için değerini hiçbir zaman kaybetmeyecektir.

NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ? ÖĞRENMESEK OLMAZ MI?

Coğrafya; çocukların gözlem yapma ve nedensel ilişki kurma becerilerini geliştirmekte önem taşımaktadır. İyi bir Coğrafya eğitimi aldığımızda, günümüz sosyal ve siyasal olaylarına bakış açımız da büyük ölçüde değişecektir. Coğrafyanın bize sağlayacağı en önemli şeylerden birisi; ulusal ve evrensel sorunlar hakkında mantıklı çıkarımlar yapmayı kolaylaştırmasıdır. Coğrafya herkes için gereklidir; bir öğretmen, bir politikacı, bir bürokrat, bir asker, bir mühendis, bir iş adamı, herkes için... Coğrafyayı iyi bilmeyen askerlerden oluşan bir ordunun kaybetme olasılığı çok büyüktür. Mesela I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusundaki askerlerin bir bölümü yazlık kıyafetleriyle soğuk cephelerde savaştırılmışlar ve savaştıkları yerlerde iklimin azizliğine uğramışlardır. Yine fabrika kurmak isteyen bir girişimcinin kuracağı fabrikanın hangi coğrafi koşulları gerektirdiğini çok iyi bilmesi gerekir. Ekonomik başarı için bu olmazsa olmazdır. Bir inşaat mühendisinin çalışacağı yerlerde yer yapısını çok iyi bilmesi gerekir. Bir mimar da aynı şekilde çalıştığı yerin iklimini, hava şartlarını iyi bilmelidir. Bunun gibi bir sürü basit örnek sıralayabiliriz. Özetleyecek olursak Coğrafya bilmek ve öğrenmek, hayatın her alanında herkese büyük katkılar sağlayacaktır.